19 Aralık 2020 Cumartesi

intercar 3 ( 2012 ) HIRVATİSTAN-BOSNA HERSEK ( ZAGREB-ZADAR-SPLİT-NEUM-DUBROVNİK-CAVCAT-PLİTVİCE)


HIRVATİSTAN GEZİMİZ - INTERCAR 3 ( 08.9.2012-16.09.2012)

HAZIRLIK

 İNTERCAR 2'nin başarılı bir şekilde tamamlanmasından sonra 2012 yazı için çeşitli gezi planları yapmaya başladık.Bittom'la beraber 2012 Eylül ayı için 10 günlük bir iznimiz vardı ve bunu en iyi şekilde değerlendirmek istedik ve Hırvatistan'ın 2013 yılından itibaren ülkemiz vatandaşlarına vize uygulamasına başlayacağını öğrenmemiz sonrasında Hırvatistan'a gitmeye karar verdik. Yani vizesiz gidebileceğimiz son yazdı.
    Türkiye'den Hırvata en uygun bileti Croatia Airlines dan bulmamız sebebiyle gezimizin rotası şu şekilde oluştu; Ankara-İstanbul-Zagrep-Zadar-Split-Dubrovnik. 8 günlük bir plandı. Sade ve basit ama hem kültür hem deniz turu vardı içerisinde:) Uçak biletlerini Croatia Airlines dan çok uygun bir fiyata aldıktan sonra gezi günlerimiz de netleşmiş oldu. 08.09.2012-16.09.2012 tarihlerini kapsayan Hırvatistan Gezisi için ilk adım atılmış oldu.ikinci iş araba kiralama işi. Europcar dan 7 gün için uygun bir fiyata Citroen C4 marka bir araç kiraladık.uçak, araba derken bir anda epey yol aldık.
    Bir müddet sonra Booking üzerinden yaptığım araştırmalar sonucunda Zagrep zadar, plitviçe de kalacağımız yerleri ayarladım.Split ve Dubrovnikte kafamıza göre bir yer bulamadık ve çok pahalıydı.gidince hallederiz dedik. Zagrep:2 gece,zadar 1 gece, split: 1 gece,Dubrovnik: 2 gece, plitvice: 1 gece olarak planı yaptık. Dubrovnik son yılların en popüler destinasyonlarından biriydi ve görmeyi çok istiyorduk. Zagreb hem başkent hem uçak bileti sebebiyle gideceğimiz bir yerdi. zagrep sonrasında turumuz deniz, kum şeklinde olacaktı ve hemen rotayı güneye ADRİYATİK kıyılarına çevirdik. Zadar popüler olmayan küçük bir hırvat şehri.Split de öyle.Plitviçe ise harika gölleri, şelaleri olan bir milli park. bu gezi daha önceki gezilerimize göre daha kompakt daha kısa ve daha kolay bir turdu bizim için. Planlamayı yapmak çok zor olmadı açıkcası.Tek ülke oldupu için para bozdurma vs gibi sorunlar da olmayacaktı haliyle. hem kültür hem deniz olayını kapsayan turlara bayılıyorum:)
    Gezi için yanımıza birer adet orta boy valiz ve canon 600d fotoğraf makinemi aldıktan sonra hazırlıklarımızı tamamladık.Ankara dan İstanbul'a uçak biletleri pahalı olduğu için otobüs ile gitmeyi tercih ettik İstanbul'a. evet gezimiz başlıyor hadi yol açık yol'a çık.İntercar 3 başladı bile...



08.09.2012 ( Ankara-İstanbul- Zagreb)



Atatürk Havalimanında Croatia Airlines'ın İstanbul-Zagrep saat 20.20  uçağı için çağrı yapılıyor ve biz pasaportlarımız da vize olmadan rahat bir şekilde uçağa geçiyoruz. yeni bir heyecan. yaklaşık 2 saatlik bir uçuşun ardından Hırvatistan'ın başkenti Zagreb'e iniyoruz. ülkeye giriş yaparken pasaport polisinin Bittom'a neden geldiniz diye sorması??Bittomun bana dönüp bakması:)) kontrole girerken bişey sormazlar mühür vururlar geçersin demiştim de:) Akabinde otel nerde kalcaksınız filan demeye başlayınca pasaport polisi hemen devreye girdim gezi planımız ve otel ve araba rezervasyonlarının çıktılarını gösterince buyursunlar efendim sizi almayacağız da kimi alacağız ülkeye dediler ve biz iç hatlara akıverdik:)
    İlk işlem para bozdurma. Para birimi Kuna.1 TL 0.70 Kuna.Yanımda 1850 euro var ve bir kısmını bozdurdum. Havalimanında kur daima yüksektir bilginzie.yani ihtiyacınız kadar bozdurun .şehir merkezleri en ideal yerler bozdurma için.rent a car ofisine geçtik ve kısa bir işlemden sonra parasını önceden ödediğim arabamıza kavuştuk. Yepyeni bir citroen c4 ve dizel:)bir depo ile 1100 km yol yaptık muazzam az yakan bir araba. 

Arabamızı aldıktan sonra saat 23.00  civarı havalimanına en yakın otellerden biri olan Guesthouse İkar'a ulaştık.Otelimizin sahibi Marco paşa.3 katlı bir villadan bozma bir hotel. ama tertemiz ve güvenli.Marco harika bir arkadaş ve sorunsuz bir şekilde yerleşiyoruz.yorgunuz ve hırvatistandaki ilk gecemiz bu şekilde sonlanıyor.

09.09.2012 ( Zagreb-Zadar)

Sabah erkenden uyanıyoruz ve continental kahvaltımız hazır. hoteldeki Japonların kibarlığı ve saygılı yaklaşımları dikkatimden kaçmıyor. Kahvaltı sonrası yola koyuluyoruz. Zagrebi sona bıraktım ve hedefimiz Zadar..Basketbol takımlarının sezon öncesi hazırlık kamplarını yaptığı bir yer Zadar.Fenerbahçemiz Zadar cup a filan katılmıştı. Zadar a dair bildiğim tek olay:)Ama araştırmalar sonunda gezilecek yerler notlarımda var. tomtom 285 km yolumuz olduğunu ve 3 saatte alacağımızı öngörüyor.bu arada eylül ayık olduğu için sabah ve gece hava biraz serin öğlen gayet güzel 23-24 derece.Rahat bir yolculuktan sonra Yeni türkü albümü eşliğinde Zadar' a ulaşıyoruz.
    
    Zadar turistik bir yer olmadığı için oteller genelde pansiyon apart şeklinde ve biz daha önceden ayarladığımız ......aparta giriş yapıyoruz. yine 3 katlı bir villa dan bozma apart.oda temiz ve denize yürüme mesafesinde.yaşasın.hemen eşyaları fırlatıp denize gidiyoruz.sahili bizim sarımsaklı plajı gibi küçük sakin sade.deniz harika ve havada mükemmel.Adriyatik dalgasız ve plaj sakin.acıktıkkkk. 








Hırvatistanda deniz ürünleri pek meşhur ve fiyatlarda bizimle kıyaslanamayacak derecede ucuz.hemen sahildeki deniz lokantasına attık kendimizi. önden karides arkadan kalamar yok ızgarada yok közde getir baba diyorum:) bittuş da gülüyor.abi bizim memlekette deniz ürünleri hem pahalı hem porsiyon ufak tadımlık.





Adam bi kalamar getirdi kocaman salata tabağında.hepsi taze ve inanılmaz lezzetli.soğuk bira eşliğinde gömdük ne var ne yoksa.arkasından midyeler gelsin.yaklaşık 20 euro hesap ödedik herşeye.yemekten sonra otelimize geçtik.biraz dinlendikten sonra hemen çıktık Zadar şehir merkezine.5 dk sonra şehirdeyiz.ilk hedefimiz eski şehir.Burada Aziz donat kilisesini gezip, biraz dolaştıktan sonra sahilde bulunan rise of sun dedikleri cam panellerin ışığı yansıttığı bir platform.
Güzel resim çekiliyor ve buradan sonra hemen yakında bulunan sea organ ismindeki bir dalgakırana açılan deliklere dalgaların vurmasıyla piano sesi çıkması olayı.oturduk sea organı dinlerken Adriyatikte gün batımını izledik bittomla. Zadar çok küçük bir sahil kasabası gibi ama çok güzel. her yer tertemiz insanlar gayet rahat.Akşam da güzel bir yemekten sonra otelimize dönüyoruz.








10.09.2012 ( Zadar-Split)

Sabah erkenden uyanıyoruz ve Zadar'dan güzel anılarla ayrılıyoruz.Seni sevdik zadar.1 gün de çok rahat gezilebilecek bir şehir. Şimdi hedefimiz Split. tomtom 160km yolumuz olduğunu 2 saate varacağımızı söylüyor. Sibenik üzerinden otobandan Splite varıyoruz.Yollar otoban ve gayet güzel. Splite dair bildiğim tek şey futbol takımı Haydut Splitti:)




    Splite varınca ilk işimiz kalacak yer aramak oldu.İnternetten bulduğum bir emlakçı kız bize bir ev gösterdi. Ev 1 oda 1 salon ve bize ait. aslında güzel ama biraz ıssız ve uçurumun kenarında:)öncesinde gösterdiği birkaç evi beğenmediğimiz için uzatmamak için buna evet dedik.neyse sorun yok.hemen eşyaları atıp direk indik kordonboyuna.hilal şeklinde bir sahilden ve yürüyüş yolundan oluşuyor Split şehir merkezi. 

    İlk durağımız Romalılardan kalma bir saray Diocletianus sarayı.Saray binlerce yıllık ve halen ayakta. tarihi eserlere sahip çıkmaları çok imrendiğim bir olay. Sarayın bahçesinde top oynayan hırvat gençlere bikaç Ronaldinho hareketi yaptıktan sonra, splitin ara sokaklarında kaybolduk. çok güzel sakin bir sahil şehri split. Zadar a göre biraz daha kalabalık ve biraz daha pahalı. Sahilde biraz gezindik.sahil boyu canlı müzisyenler gösteriler festival gibi bir ortam vardı.evimize döndük ve 3.günümüzün sonu.iyi geceler 


11.09.2012 ( Split-Neum-Dubrovnik)


    Sabah uyandık.Gece pek iyİ geçmedi.Ev bizi biraz huzursuz etti ama olsun devam. Kahvaltı sonrası denize gittik. splitte Plaza Bacvice plajı evimize yürüme mesafesinde.Deniz gerçekten güzel.hiç dalga yok ve tertemiz. Öğleden sonraya kadar deniz, kum değmeyin keyfimize. Artık splitten ayrılma vakti vs biz spliti de sevdik.güzel sakin huzurlu bir yer. Hedef dubrovnik.tomtom 230 km olduğunu söylüyor. yola çıkıyoruz.    
   

 Adriyatiğin bizlere sunduğu harika manzaralar eşiliğinde yolumuza devam ederken Dubrovnik'e 70 km kala bir sınır kapısı çıkıyor karşıma.Anlamakta zorlanıyorum. çalışmalarımda sınır kapısı görülmiyordu. Bosna herseğin hırvatisttan toprakları içinde 10 km uzunluğunda bir kasabası  varmış. ismi Neum.Bosna hersek'in denize açılan tek kapısı niteliğinde.neyse geçtik kapıdan girdik Bosnaya.5 dk sonra tekrar Hırvatistana giriyoruz. 

Neum sanırım vergiden muaf bir bölge.benzin ucuzdu.evet sonunda saat 7 gibi varıyoruz Dubrovniğe.internetten otel bulamadım.çok pahalı ve sahile uzak oteller.daha ziyada apartlar.kolayca ayarlarım diye düşünürken kapısını çaldığımız 4-5 apart full diyince iş biraz sıkıntıya girdi. apartların kapılarında ziller ve diyafon var.full diyorlar kapıyı açmadan son aparta bakarken yanda


Pero dayı şehir dışında yaşıyor ve eski evini kiraya veriyormuş.ev gayet güzel 2 oda 1 salon.pencereden mükemmel adriyatik manzarasını görünce tamam dedim..bitto da geldi baktı harika.tuttuk evi 2 gece için 120 euro verdim.Pero dayı tğm eve notlar yazmış ney nerede,bu düğme ne işe yarar,kumanda dan tv nasıl açılır:)harika bir insan.dubrovnik gereksiz pahalı bir şehir ve otopark en büyük sorun.Pero dayı bedava otopark kartı verdi en güzel hediye.geri vermek kaydıyla 2 gğn tğm public otoparklar bedava.günlük otoapark 30 euro civarı.Evimize yerleştikten sonra hemen eski şehre indik yürüyerek.evimiz bir yamaçta ve eski şehir surlarına inmek kolay ama dönüş epey zorladı.eski şehir surlarla çevrili kale gibi bir yer.stradun caddesi en meşhur caddesi.cadde başındaki büyük Onofrio Çeşmesinden suyumuzu içtikten sonra çıktık surlara.eski şehri çevreleyen surları dolaşmamız 1 saat kadar sürdü. Eski şehir harika korunmuş,yollar kare taş ve gayet güzel.



Fiyatlar bir almanya italya kadar olmasa da Hırvatistanın en pahalı şehri burası.ara sokaklarda kaybolduktan sonra yine deniz mahsüllerinden oluşan harika bir akşam yemeği(kerevit)nden sonra evimize dönüyoruz.iyi geceler 




12.09.2012 ( Dubrovnik-Cavcat)


    Herkese güzel bir Dubrovnik sabahından dobardannnn(günaydın).hırvatçayı da yavaş yavaş söküyoruz.dobardan, dobartek,dobro yutro,niyet vs:))
Güzel bir kahvaltı sonrası denize gitmek istiyoruz ve rehberimiz Pero dayı daha sakin ve daha temiz olan Cavcat kasabasını öneriyor bize. merkeze 30 dk mesafede bir sayfiye yeri Cavcat.dayımızı kırmayıp gidiyoruz.gerçekten de dediği gibi küçük, şirin bir kasaba Cavcat.

Sahil biraz taşlık ama deniz gerçekten harika.öğleden sonraya kadar deniz keyfi yapıyoruz.yemekte tadı damağımda kalan ahtapot salatası yiyoruz.yani şu gezi de deniz ürünlerine doydu bu adam:)
    Cavcat'tan güzel anılarla ayrılıyoruz ve evimize dönüyoruz.Akşam üzeri tekrar Dubrovnik eski şehir sokaklarına atıyoruz kendimizi.Sahilde küçük bir kalabalık ve ufak bir tekne yanaşıyor ve teknede meşale yakılıyor güzel bir görüntü.maç taraftar vs derken tekneyle gelen kişinin Paralimpik



Olimpiyatlarında madalya kazanan bir Hırvat genç olduğunu görüyoruz.Çok sempatik bir çocuk.fotoğraf çektirdik tanıştık,tebrik ettik.
Ailesi harika bir karşılama hazırlamış.

Dubrovnik gerçekten güzel bir şehir.harika korunmuş ve kompakt bir şehir.Surların çevrelediği eski şehri gezmek 3-4 saat alıyor ve sokak aralarında hediyelik eşya dükkanları, kafeler vs var. Havası çok güzeldi eylül ayında. Akşam evimize dönüyoruz ve Dubrovnikte son gecemiz.





13.09.2012 ( Dubrovnik-Plitvice-Zagreb)

Sabah erkenden uyanıyoruz ve Pero dayı bizi bekliyor.ya adam 77 yaşına hala işine saygılı dakik.helal olsun teşekkür ederiz tüm yardımların için.vedalaştıktan sonra yola koyuluyoruz.En kuzeyden girdiğimiz Hırvatistanda en güneye kadar iniyoruz.Artık geri dönme vakti. dönüş otobandan ve hedefimiz doğal güzellikleriyle ünlü Plitvice milli parkı. 450 km yolumuz var. Otobanda çok şiddetli bir rüzgara denk geliyoruz. ben hayatımda hiç bu kadar güçlü bir rüzgar görmedim.araba 4 şerit yolda tutunamıyor.duramıyorum dursak savrulacağız otoban.birkaç motor sürücüsü sürüklenmiş.sıkıntılı anlardı ama şükür atlattık ve plitviceye öğleden sonra ulaştık.

    Plitvice milli parkı harika bir yer ve otel rezervasyonumuz var.direk otele gidiyoruz. otel yine villa tarzı ama güzel.hafiften bir yağmur karşılıyor bizi.otele girdik resepsiyondaki otel sahibesi kadının soğuk anlamsız gıcık tavırları bizi biraz sinirlendirdi. tuttuğumuz oda özel banyolu olmasına rağmen verdiği oda ortak banyoluydu. çıktık odaya biraz daha sinirlendim.indik kabul etmedik odayı,biraz tartıştık yeni oda verdi rica minnet.paramızla rezil oluyoruz.


yeni oda giriş katta ve dışarıdan gelen giçen odanın içini görüyor.perde tam kapanmıyor vs vs .iyice kadına ayar olduk.bittomla konuştuk ve huzursuz olduğumuz için otelde kalmaktan vazgeçtik.Kadın paramızı ödemedi.dönüşte bookinge yazdım.uzun yazışmalar sonunda paramı iade etti lanet karı.İşte bu kadın yüzünden plitvice aklımızda yer etmeden yol oldu malesef.hemen bir durum değerlendirmesi ve yarın havanın yağmurlu olacağını öğrenmemiz üzerine, Bittomla Plitviçeyi atlamaya kara veriyoruz ve zagrebe rotayı çeviriyorum. Zagrebte 1 gün fazla geçireceğiz güzel fikir. 140 km yolumuz var ve telefonda kadim dostum Marco paşayı arıyorum:)dedim marco el turco 1 night more rezervasion:) tamam abi dedi ve hemen o gece içinde yerimizi ayırdı. Akşam üzeri varıyoruz Zagrebe ve otelimize hatta 2.adresimize yerleşiyoruz. Bugün çok fazla araba sürdüm ve yoruldum. acktık ve marco civarda conoba bukaro adlı bir restoran önerdi.gittik güzel bir balık söyledik.sıcak kalması için metal bir tablanın üstünde geliyor.beğendik afiyet olsun bize:)


14.09.2012 ( Zagreb)

    Sabah Zagreb merkeze ilerliyoruz.Arabamızı park ettikten sonra ilk durağımız Dolac çiçek pazarı. Büyük bir meydana kurulan pazarda herçeşit ve ilk defa gördüğümüz çiçek türleri mevcut.hemen yanında balık pazarıda var. çalışanların çoğu yaşlı bayan.hırvatistanda dikkatimizi çeken bir noktada çalışanların çoğunun bayan olmasıydı.erkekler nerde acaba?bir de bizim Muhteşem yüzyıl, gümüş gibi dizilerimizi


 Türkçe izliyorlar altyazılı.Türkçe kelimeleri oradan öğrenmişler:)herkes yolda Türk'üz deyince Hürrem filan diyor.Akşam prime-time 2 dizimizi çarpıştırıyorlar otelde rastladık.ilginç.neyse pazardan sonra hedefimiz şehrin en büyük meydanı olan Ben Jelacic meydanı.eski bir komutan olan ben abinin adını taşıyan meydan büyük ve tam ortasında komutanın büyükçe bir heykel var.Meydanın çevresi kafe ve restoranlar.

    
     Meydandan sonra Zagreb Katedraline geçiyoruz. Gothic mimarinin güzel bir örneği. Paristeki Notre Dame kilisesine benziyor.Çatı kısmı tadilatta idi.içine girdik yüksek tavanlar, sütunlar güzel bir kilise.geleneksel dansımız kilise önünde yaptıktan sonra hedefimiz St.Mark kilisesi.bu mekanların hepsi merkezde ve arabasız geziyoruz.Zagreb te küçük bir şehir ve gezmesi kolay.St.mark kilisesi tek katlı küçük bir kilise ama çatı süslemeleri inanılmaz hoş ve sampatik.dolaştıktan sonra Hırsızlar kulesine çıkıyoruz. Zagrebi tepeden gören fazla yüksek olamayan kuleden eskiden şehirdeki hırsızlar gözlenirmiş. 



























Bir sonraki durağımız Museum of Broken Relationships yani kırık kalpler müzesi. Sevenlerin ayrılırken birbirlerine verdikleri son şeylerden oluşan minik sempatik bir müze. Müzeden sonra Tkalciceva adını verdikleri araç trafiğine kapalı olan bir sokak ve bölge. Zagrebin gençlerinin entellerinin takıldığı sanat müzik kafe restoranların olduğu bir bölge.biraz takıldıktan sonra Zagrebi artık sonlandırmaya başlıyoruz. Zagreb düşündüğümden çok daha güzel tarihi bir şehir.Klasik bir kara şehri soğuk diye düşünmüştüm ama yanılmışım. Eski şehir yani old town kısmı gerçekten güzel ve gezilecek yerler birarada. Akşam üzeri otelimize dönüyoruz ve hırvatistandaki son gecemiz.





15.09.2012 ( Zagreb-İstanbul-Ankara)

Sabah güzel insan marco ile vedalaşarak ayrılıyoruz. Zagreb merkezde biraz daha dolaştıktan sonra havalimanına geçiyoruz arabamızı teslim ediyoruz.Teşekkürler Citroen.Garip bi direksiyonun vardı ama bizi yolda bırakmadın.Tüm gezi boyunca yaklaşık 1600 km yol yapmışız.Teslimden sonra checkin işlermleri ve Zagreb-İstanbul uçağına biniyoruz. Hosteslerin Zagreb kelimesini

 değişik ve sempatik bir şekilde telaffuz etmeleri çok hoşuma gidiyor ve uçağa binerken süpriz.Fenerbahçe basketbol takımı oyuncusu Hırvat Bogdan Bogdanovic.çok severim.tanıştık biraz sohbet bir foto.şansa bak:)
    Uçak 2 koltuklu küçüçük pırpır uçak ama olsun sıkıntısız geliyoruz İstanbul'a. 1 Haftanın sonunda yine Atatürk Havalimanındayız ve gece otogara geçip Ankara'ya giden otobüse biniyoruz. Acayip trafik, berbat bir otobüs yolculuğu derken  16.09.2012 tarihinde Ankara'ya varıyoruz. İntercar 3 de şükürler olsun kazasız bir şekilde plana bağlı kalarak harika bir şekilde yapıldı.
    Biz Hırvatistanı sevdik ve tavsiye ederiz. Evet bir italya değil gelişmişlik anlamında ama klasik bir Balkan ülkesi.İnsanlar sevecen ve yardımsever. İngilizce bilen yerel halk çok az.turistik yerlerde anlaşmak kolay.ama dil konusu bir şekilde çözülüyor.genel olark ülke ucuz batı avrupa ya göre.fiyatlar ülkemize yakın.değer olarak da yakın olmaları uygun fiyatlı bir tatile olanak sağlıyor. uçak biletleri ve araba kirası hariç 1000 euro civarı bir para harcamışız 8 günde rahat rahat gezerek. Çok daha az harcanabilir ama biz keyfini çıkarttık.Kısacası derli toplu bir tatil oldu ve biz çok keyif aldık.Hedefimiz intercar 4 bakalım neresi olacak? bekleyelim, görelim. görüşmek üzre....Ankara 2012
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder